Sayfalar

22.10.2010

7 Endless

Neil Gaiman'ın Sandman'ini hâlâ okumayanlar olduğunu görüyorum. İşte bu yazı onlar için...
Vertigo'nun en iyi çizgi roman serisi diyebilirim.
Kapaklar Dave Mc Keen'in eseri. İçerideki çizimler farklı bir üslupta.
Sandman ciltlerinin bir bölümü Türkçe'ye de çevrildi. Ama elbette orijinalini tavsiye ederim.
Yüzüklerin Efendisi nasıl sinemaya son derece başarılı bir şekilde uyarlandıysa, Sandman'in de o şekilde uyarlanacağı gün elbette gelecek. Ama Yüzüklerin Efendisi'nden çok daha zor olacağı kesin.

Sandman, 7 Endless'tan biri olan Dream'in hikayelerini anlatır.



Sonsuz kavramların sembolü olan bu yedi kardeşin hepsinin isimleri D harfi ile başlar:
Destiny
Death
Dream
Destruction
Desire
Despair
Delirium


Ben burada "spoiler" içeren bir şeyler yazmaktansa, kısaca bu kardeşleri tanıtacağım.

Kardeşlerin en büyüğü olan Destiny, adı üstünde, kaderin yöneticisi. Sessiz, sakin, az konuşan bu büyük abi, kendi bahçesinde, eline zincirli olan bir kitabı okur durmadan. Daha doğrusu kitap o okudukça yazılır. Olmuş, olan ve olacak her şey onun elindedir. Her şeyi bildiği halde kardeşlerine söyleyemez. Doğrusu da budur!



Death, Destiny'nin bir küçüğü, diğerlerinin ablasıdır. Daima siyah giyinen, yüzünden gülücüğünü eksik etmeyen güzel bir kadındır. İnsanlar ondan korksa ve onu anlamasalar bile, o ölümlülere tatlı ve iyi davranır. Ölenleri götürdüğü yer ölenlerin kendilerine bağlıdır. Onları daha iyi anlamak için senede bir kez ölümlü olur. Boynunda daima bir ankh sembolü vardır. Bence elinde tırpan taşıyan iskelet suratlı tasvirlerle kıyaslandığında "ölüm" gibi bir kavramı anlatmak için bugüne kadar düşünülmüş en yaratıcı ve farklı karakterdir. Dream'le çok iyi anlaşırlar. Şu diyaloğa bakın:

Death: Mostly they aren't too keen to see me. They fear the sunless lands. But they enter your realm each night without fear.
Dream: And I am far more terrible than you, my sister.





Gelelim esas çocuk Dream'e. Onun birçok ismi var: Sandman, Dream, Morpheus, Kai-Chi-Kull, Lord of Dreams... Ölümlülerin ve tanrıların hikayelerini yönetir. Uzun boylu, soluk benizli, gözlerinde yıldızların ışığı görünen bir cool abidir kendisi. Rüyalar olduğu kadar kabuslar da onun alanına girer. Henüz yazılmamış tüm hikayeler, fantastik öyküler onun kitaplığında zaten vardır. Gider oradan alır ve yazarsın. Shekespeare'e "Bir Yaz Gecesi Rüyası"nı kim yazdırdı sanıyorsunuz? Ölümlüler arasında oğulları olduğu söylenir. Yunan mitolojisindeki Orpheus bunlardan biridir. Orpheus'un hikayesini bilmeyenlere de ayrıca selam ederim. Ne yapın edin okuyun.





Destruction!.. Onun hakkında söylenecek fazla bir şey yok. Zira o işi bırakalı uzun zaman oldu, artık bir seyyah... Delikanlı adamdır.



Sırada ikiz kardeşler Desire ve Despair var. Desire, hem erkek hem kadın. Belki de ikisi bile değil. Onun ne kadar güçlü olduğundan bahsetmeme gerek yok. Onun realm'inde dolaşmak için arzu duymak, aşık olmak yeter. Ama onun oyunlarıyla baş etmek çok zor. Kanımca aralarında en tehlikeli karakter bu. Yine de hayranlık duymamak elde değil.




Despair, çok çirkin, çıplak ve şişman bir kadın olarak resmedilmiş. Onu kemiren fareleri başının üstünde ve omuzlarında... Elinde orasını burasını kesip kendisine acı çektireceği kancalı yüzükleri var. Bence kesinlikle kötü biri değil, aksine çok önemli, duygusal bir karakter.




Veee işte dünyalar güzeli Delirium geliyor. Baş çatlak! Ama ne yapsın? Eskiden Delight'mış adı. Dünya onu bu hale getirmiş. "supercalifragilisticexpialidocious" gibi kelimeler onun eseri. Bir gözü mavi, diğeri yeşil. Onun realm'ine bir kez girenin bir daha çıkması neredeyse imkansız.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...